Mentorluğun Kökenleri
Mentor kelimesinin kökeni bundan yaklaşık olarak 2.700 yıl önce yazılmış olan Odysseia destanına kadar uzanıyor.
Mentor kelimesinin kökeni bundan yaklaşık olarak 2.700 yıl önce yazılmış olan Odysseia destanına kadar uzanıyor. Mentor, Kral Odysseus’un Truva Savaşı’na katılmak amacıyla saraydan ayrılmasının ardından İthaka Krallığı’nı idare etmek için geride kalan kralın vekili olarak karşımıza çıkıyor. Temel rollerinden birisi Kral Odysseus’un oğlu Telemachus’un gelişiminden sorumlu olmaktır. Literatürdeki daha ilk yer alışından “durumsal bilgelik” ve “eril / dişil holistik bir dünya görüşü ve ahengi” mentorluk kavramının içinde yer almıştır.
Bazı sözlüklerde mentor “bilge danışman” olarak tanımlanmış olsa da, Odysseia destanında mentor bunun dışında her şeydi. Odysseus nihayet geri döndüğünde krallığı büyük bir karışıklığın içindeydi. Gerçek mentor, kılık değiştirerek kralın oğlu Telemachus’a babasını aramak için eşlik eden Tanrıça Athena olmuştur. Athena aynı zamanda Kral Odysseus’a da tehlikeli serüveninde rehberlik etmiştir.
Yunan tanrıları içerisinde önemli bir yeri olan Athena, değişik rollerde tezahür etmiştir. Bunların arasında Bilgelik Tanrıçası rolü en önemli olanıdır. Anlatılara göre, Athena üstün bilgeliğini kullanarak Kral Odysseus ve oğlu Telemachus’un kendi bilgeliklerini geliştirmelerini sağlamıştır. Onların hata yapmalarına izin verip ve bunların üzerinde düşünmelerine yardımcı olup hatalarından öğrenmelerini sağlamıştır. Aynı zamanda, çok gerekli olduğunda, onlar için koruyucu bir rol üstlenmiş – örneğin kendi pelerin veya kalkanını kullanarak Kral Odysseus’u korumuştur.
Mentorluk, Orta Çağ’da çıraklık eğitim sürecinin temel bir parçasıydı.
Ülkemizde Lalalık müessesesi ve ahilikte “ustadan çırağı, çıraktan daha iyi yarınlara” gibi bir felsefe ile yer alan kalfa-çırak ilişkisi mentorluk kavramını andıran yaklaşımlardı. Keza aslında o zamanlarda bir çırak için ulaşılabilecek en üst mevki ustasının seviyesi iken günümüzde hızla değişen yaşam koşulları ve teknoloji nedeni ile tam da aynı kavramdı demek doğru olmayacaktır.
Modern dünyada ise mentorluk programları güncel yaklaşımla 1980’lerden itibaren ortaya çıktı. Clutterbuck şu şekilde özetliyor bu dönemi: “Bu tarihe kadar mentorluk ilişkileri resmi olmayan şekillerde yürütülüyordu, örneğin bir meslekte veya kuruluşta üst düzeyde bulunan bir kişinin kendisinden daha genç olan birisinde “özel bir yetenek” keşfettiğinde onu kendi himayesine alması şeklinde. Bu şekilde kurulan ilişkiler faydalı olduğu kadar, etnik çeşitlilik ve cinsiyet eşitliği konularında kötü işliyordu (mentorlar kendilerine benzeyen kişileri tercih ediyorlardı). Resmi veya sponsorlu mentorluk uygulamaları ise mentorluğun daha geniş bir kesimin hizmetine ve en uygun zamanda sunulabilmesini sağladı. Araştırmalar maalesef bugün iş yerlerinde mentor olmak veya mentorluk almak isteyen her beş kişiden ancak birinin bunu gerçekleştirebildiğini gösteriyor”.
Günümüzde mentorluk dünyanın her köşesinde bir uygulama alanına sahip. Bunu gözlemlemek için LinkedIn’de #mentor diye bir arama yapmanız yeterli olacaktır. Hayatınızın her aşamasında, önemli bir geçiş dönemi yaşamak üzere olduğunuz ve bu dönüşümün üstesinden nasıl geleceğinizi düşünmede size kendi deneyimleriyle yardımcı olabilecek bir kişiyle kuracağınız diyaloglara ihtiyaç duyabileceğiniz her anda mentorluk hizmetinden faydalanabilirsiniz veya kendiniz bir mentor olabilirsiniz. Mentorun rolü size neyi nasıl yapacağınızı söylemek değil, kendi durumunuzu ve size uygun fırsatları daha iyi kavramanızı sağlamak ve böylece kendi tercihlerinizi yapmanızı desteklemek olacaktır.